"Ağacın
kurdu ağaçtan olmasa, ağaca zeval olmazdı." Bu Kürt ata sözünü ilk defa
Mehmet Uzun'un Dicle'nin
Sürgünleri kitabında okudum
yıllar önce. Çok severek okuduğum bu kitaptan şu anda aklımda kalmış olan iki
şey var: Hüzünlü bir hikayenin ihtişamlı bir anlatımı ve bu atasözü.
Her deyim, her atasözü yılların birikimiyle, başka başka
hikayelerin ve tecrübelerin katkısıyla yoğrulmuş "bilgelik"
yansımaları. Sebep ve sonuç ilişkisi arasında benzerlikler görülen belki de
binlerce kez tekrarlanmış ve "tecrübeyle" sabitlenmiş hayat
dersleri...
"Ağacın kurdu ağaçtan olmasa, ağaca zeval olmazdı... "
İç burkan bir anlama, o zevalin acısını içimde hissettiren bir söz
bu. İnsana acı veren, üzüntü veren, dertlendiren her ne varsa kendisinden bir
parça değil midir aslında? Ya da kendisinden olmasa, o kadar yakar mı canını?
Kürtler, Türkler, Ermeniler mesela. Birinin tarihinden,
coğrafyasından, kültüründen, hayat hikayelerinden bir diğerini çıkarıp atmak
mümkün mü? Birbirinin tarihine, kimliğine karışmışlığı yok saymak, neyin kime
ait olduğunu ayrıştırabilmek mümkün mü? Mümkün olsaydı bu kadar acı vermezdi bu
zeval kimseye. Ya insanın kendisiyle kavgaları, soruları, sorgulamaları? Kendi
ruhunda birbiri içine geçmiş hikayeleri, o hikayelerin kahramanları? Mümkün
değil ayrıştırmak onları da ya da kurtulmak bazılarından. Her biri bir kurdu
can ağacının.
O halde geriye "yaram yarim, yarim yaram" deyip bağra
basmak kalıyor her birini, dermanı derdin içinde aramak... Yazmak, paylaşmak da
derde ya da dermana ortak etmek başkalarını. Böylece ya acıyı hafifletmek ya da
şifayı ve sevinci çoğaltmak için paylaşmak.
"Ağaç Kurdu"nun bloguna hoşgeldiniz…
Hoşluğunuza geldim... İnsan, kendinde olanı söyler, kendinde olanı yaşar. Yar diye yarayı basarız bağrımıza, kimi, hoş gelir. Kimi, gider ağrımıza. Yaradana sığınırız...
YanıtlaSilHoşgeldiniz sefalar getirdiniz... İlk yazımda böyle sıcak bir karşılama beklemiyordum doğrusu. Bu sıcak kabulleniş için teşekkürler.
YanıtlaSilÇok yararlı bir röportaj. Türkçesini ya da en azından kısa bir özetini de yayımlayabilirseniz çok sevinirim.
YanıtlaSil